Erkeklerde en sık görülen iç organ hastalığı ve neticesinde kansere kadar ilerleyen Prostat, tüm dünyada en sık görülen ikinci kanser türüdür. Her 6 erkekten birinin prostat kanserine yakalandığı ve her 38 erkekten birinin bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetme riskinin bulunduğu açıklandı.
40 Yaşını geçmiş her insanda ve özellikle de erkekte görülmesi muhtemel olan teşhisinin ve tedavisinin doğru zamanda yapılması durumunda ilaçla veya en kötü ihtimalle ameliyatla yüzde 90 oranında gerçekleşen Prostat, önemsenmediği ve doktor kontrolünde bulunulmaması durumunda kansere çevirebilen ve ölüme kadar götürebilen bir hastalık türü olarak bilinmektedir.
Prostat Nedir?
Prostat hastalığı anlamında kullanılsa da Prostat, tek başına bir hastalık değildir. Prostat; erkeklerin üreme sistemlerinin bir parçası olan, şeklen ve boyutsal olarak cevize benzeyen küçük bir salgı bezdir. İdrar torbasının altında ve kalın bağırsağın yani rektumun önünde yer alır.
Üretra olarak bilinen ve idrarın idrar torbasından taşınmasını sağlayan idrar yolunun başlangıç kısmını kalın bir yüzük gibi saran prostat salgı bezinin görevi, meniyi oluşturan sıvının yaklaşık yüzde 20’lik kısmını salgılamak ve spermin dışarı atılmasını sağlamaktır.
Prostat hastalıkları temelde prostatın büyümesi ve prostat iltihaplanması yani Prostatit olmak üzere 2 ayrı şekilde görülür; halk arasında Prostat olarak kullanılan hastalık “iyi huylu prostat büyümesi’dir. Kötü huylu prostat büyümesi de mümkündür; ki bu durum prostat kanseri olarak bilinmektedir.
Prostat Büyümesi Nedir?
Benign Prostat Hiperplazisi (BPH)olarak bilinen iyi huylu prostat büyümesi, prostat bezinin büyüyerek idrar yolunu sıkıştırıp daraltması olarak tanımlanabilir. Prostat büyümesi yaygın olarak görülen, hayati risk taşımayan ancak hastanın hayat kalitesini azaltan bir rahatsızlıktır. Halk arasında “prostat” olarak bilinen İyi Huylu Prostat Büyümesi idrar kesesinin tam boşaltılamamasına ve tedavi edilmezse; idrarın böbreklere kaçıp, işlevsel bozukluğa yol açmasına sebep olabilir.
Prostat Belirtileri Nelerdir?
Prostat bezinin büyümeye başlamasının sebep olduğu belirtiler, büyüme oranı doğrultusunda kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir. Bazı erkekler prostat büyümesi başladığı halde belirtilerini hissetmeyebilirler. Ancak ileri safhalarda belirtilerin şiddeti artar ve kişinin hayat kalitesi ciddi anlamda düşer. Prostat büyümesinin en sık görülen belirtileri şu şekilde özetlenebilir;
İdrar yapmaya başlamada zorluklar yaşanabilir.
İdrarın kesik kesik yapılması
Sık idrar yapma gereksinimi
Gece uykularının idrar yapma ihtiyacı sebebiyle sık sık kesilmesi
Acil idrar yapma ihtiyacı, sıkışma
İdrarın tam boşaltılamaması
İdrar çıkarmak için zorlanma ve ıkınma gerekmesi
İdrarda kan görülmesi
İdrar bittikten sonra damlamalar
İdrar yapılırken yanma hissi
Prostat Tedavisi
Prostatın büyüme oranı, prostat büyümesinden kaynaklı hastanın diğer organlarının etkilenip etkilenmemesi ve hastanın şikayetlerinin yoğunluğuna göre tedavi şekilleri değişmektedir. Prostat tedavileri cerrahi olmayan ve cerrahi tedaviler olmak üzere ikiye ayrılabilir.
Cerrahi Olmayan Tedaviler
* İzlem: Belirtiler hastayı çok rahatsız etmiyorsa, ancak prostat bezinde büyüme varsa; hastanın sağlık durumu doktorlar tarafından takibe alınır. Belli aralıklarla hasta muayene edilir. Hastanın sağlık durumunun
doktorlar tarafından kontrol altında tutulduğu bu evrede, hastanın dikkat etmesi ve uygulaması gerekenler kendisine bildirilir.
Bu aşamada hastanın, yatmadan en az iki saat önceye kadar sıvı alımını durdurması, alkol ve kafein tüketimini azaltması mümkünse tamamen kesmesi ve düzenli egzersiz yapması gerekir.
* İlaç Tedavisi: Hasta doktorların önerilerine uyduğu halde, prostat büyümesinin semptomları artıp şiddetlendiyse; belirtilerin nedenlerinin ortadan kaldırılması amacıyla ilaç tedavisine başlanabilir. İlaç tedavisi ve yaşam biçimi değişiklikleri tedavisi birlikte uygulanmaya başlanır. İlaç tedavileriyle prostat büyümesinin etkilerinin iki farklı şekilde azaltılması amaçlanır; Prostat bezinin küçülmesi için 5 Alfa Reduktaz İnhibitörleri, idrar torbası etrafındaki düz kasların gevşetilmesi için ise Alfa-Blokerler verilir.
* Cerrahi Tedaviler: Transüretal Prostat Rezeksiyonu: (TURP), İyi huylu prostat büyümesi olan hastaların tedavisinde en çok kullanılan cerrahi yöntemlerdin başında yer alır ve kısaca TUR-P olarak bilinir. Kapalı yöntemlerle yapılan TUR-P prostat ameliyatı sırasında hasta genel ya da epidural anestezi etkisinde olur. İdrar kanalından “rezektoskop” adı verilen özel bir alet ile girilip prostat bezinin dokuları elektrik akımı yardımıyla kesilir. İdrar yolunu tıkadığı için kesilen ve idrar torbası içine biriken prostat parçaları vakumlanarak çıkartılır.
Transüretral Prostat İnsizyonu (TUIP): Kapalı prostat ameliyatlarının diğer bir çeşididir. Bu cerrahi müdahale, prostat çok büyümese dahi idrar tıkanıklığının ciddi boyutlara ulaştığı hastalarda yapılmaktadır. TUIP operasyonunda prostat bezi kesilmez, idrar kanalı genişletilir.
* Transüretral Prostat Buharlaştırma (YUVP): Bu yöntemde Transüretal Prostat Rezeksiyonu’nda olduğu gibi idrar yolundan içeri girilir ancak prostat dokusunda kesi yapılmaz; fazla doku elektrik enerjisiyle buharlaştırılır.
* Lazer Ameliyatları: Lazer teknolojisinin gelişmesi, lazerin medikal alanda da yaygın olarak kullanılmaya başlanmasına sebep olmuştur. Prostat ameliyatlarında kullanılan iki farklı lazer enerjisi vardır; Holmium Lazer ve
* Greenlight Lazer: Holmium Lazerle Prostat Ameliyatları (HoLAP ve HoLEP): Holmium lazer kullanılarak prostatın bir kısmı kesilir ya da buharlaştırılır. Fazla büyümüş prostat dokularının tedavisinde rahatlıkla kullanılır ve iyileşme süreci oldukça kısadır.
* Greenlight; Fotoselektif Prostat Buharlaştırılması (PVP): Kanda bulunan hemoglobin tarafından emilen Greenlight lazer, prostat dokusunu ve bölgedeki kan damarlarını buharlaştırır. Genel anestezi ya da epidural anestezi altında yapılan operasyon, üretradan sistoskop denilen özel bir alet ile girilerek gerçekleştirilir. Ameliyat sonrasında kanama neredeyse hiç görülmez, hastanede kalma süresi de çok azdır.
PSA Testi
PSA erkeklerde prostat bezinden salınan ve spermin sıvılaşmasını sağlayan bir enzimdir. Esas olarak, prostatın kanallarını döşeyen ve içini oluşturan hücrelerden salgılanır. Psa büyük ölçüde prostata özgü bir enzimdir ancak çok düşük miktarlarda pankreas ve tükürük bezlerinden de salgılanır. PSA' nın spermdeki konsantrasyonu kandaki seviyesinin milyon katı kadardır. Kanda yükselmesi prostat kanseri açısından önemlidir, ancak PSA yükselmesi sadece prostat kanserine özgü değildir. Prostatın iyi huylu büyümelerinde, prostat iltihaplarında da PSA yükselebilmektedir.
Prosastat Risk Faktörü:
Prostat kanseri için yerleşmiş ve tanımlanmış olan risk faktörleri; yaş, aile öyküsü ve ırk' tır. Yaş prostat kanserinde bilinen en güçlü risk faktörüdür. Yaş ilerledikçe prostat kanserinin görülme sıklığı artmaktadır.
Prostat kanserinin ailesel ve genetik yanı bulunduğuna dair çok sayıda çalışma ve delil mevcuttur. Yapılan çalışmalarda ailesinde prostat kanserine yakalanan kişi sayısı, yakınlık derecesi ve bu kişilerin prostat kanserine yakalandığı yaş ne kadar erken ise risk o kadar artmaktadır. Örneğin, babası prostat kanseri olan bir kişinin prostat kanserine yakalanma riski normalin iki katına, kardeşi prostat kanseri ise normalin 3 katına çıkmaktadır. Aynı aile içinde hem kardeş hem de baba da prostat kanseri var ise risk 5 katına çıkmaktadır.
Tedavide D-Vitamini
D vitamini vücutta; diyet yoluyla ve güneş ışığının ciltteki inaktif D vitaminini aktif forma çevirmesiyle elde edilmektedir. D vitaminin prostat kanserindeki etkisi hakkında çeşitli gözlemler ve çalışmalar mevcuttur. Kuzey Avrupa ülkelerinde daha az güneş ışığına maruz kalınmaktadır ve bu ülkelerde prostat kanserinden ölüm oranları yüksektir. Prostat kanseri ileri yaşlarda daha sık görülmektedir. Yaşlılarda D vitamini seviyeleri azalmaktadır.
Siyahi ırkta ciltteki Melanin pigmenti ultraviole ışınlarını bloke etmekte ve D vitaminin ciltte aktif forma dönüşmesini engellemektedir. Siyahi ırk dünyada en yüksek oranda prostat kanseri görülme ve ölüm oranlarına sahiptir.
Kalsiyum dan zengin diyetle beslenenlerde kandaki D vitamini seviyesinin azaldığı ve bu kişilerde prostat kanseri riskinin arttığı görülmüştür.
Japonlar balıktan zengin beslendikleri için diyetlerinde bol miktarda D vitamini bulunmaktadır. Japonlarda prostat kanseri görülme oranı oldukça düşüktür.
Yapılan çalışmalarda prostat kanser hücrelerinde D vitamini reseptörü bulunduğu ve D vitamininin prostat kanser hücrelerinin gelişimini durdurduğu, yayılmasını engellediği gösterilmiştir.
Prostat Nedir Prostat'ın Sebepleri Nelerdir
Abone olErkeklerde en sık görülen iç organ hastalığı ve neticesinde kansere kadar ilerleyen Prostat, tüm dünyada en sık görülen ikinci kanser türüdür. Her 6 erkekten birinin prostat kanserine yakalandığı ve her 38 erkekten birinin bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetme riskinin bulunduğu açıklandı. Peki Prostat nedir?
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın