Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Tasavvuf Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir ÖZKÖSE, Kayseri’de Mevlânâ ve Mesnevi ile ilgili olarak verdiği seminerde; ‘Mevlânâ’nın Mesnevi’sini okuyup Müslüman olan çok sayıda batılı insana rastlanılmaktadır ’dedi.
Kayseri Eğitim Kültür, Ahlak ve Çevre Derneği (CAKUD) tarafından düzenlenen ‘Mevlânâ’da İnsan Olma Sanatı’ konulu seminer, Derneğin Gevher Nesibe Kültür Merkezi’nde yapıldı. Seminere konuşmacı olarak katılan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Tasavvuf Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Özköse, Mevlânâ’nın başyapıtı Mesnevi’nin insanı çözümleyen en temel eser olduğunu söyledi. İnsanî değerlerin taşıyıcısı olanların hiç bir zaman saygınlıklarını kaybetmeyeceğine dikkat çeken Özköse, Mevlânâ’nın; “İnsan iseniz, güneş ışığı gibisinizdir. Gül yaprağına yansımada bulunsa da çamura aksetmiş olsa da Güneş ışığı değerinden bir şey kaybetmeyecektir” sözü ışığında insanın değerlerini kuşandıktan sonra ters yüz edilemeyeceğini belirtmiştir. Mevlânâ’nın verdiği eğitim, öncelikle kişinin insanın kâmil bir yapıya bürünmesidir. Diyor ki “Su temiz elleri temizlese de temizdir, kirli elleri yıkasa da temizdir. Eğer su kıvamında iseniz, su gibi azizseniz işte o zaman su gibi değiştirmeye dönüştürmeye talipsinizdir. Topluma, davaya, dine imana, ahirete yatırım yapmanın yolu; insanlık kalitesini elde etmektir.” Bu insanlık kalitesi nasıl elde edilir? Sorusuna Mevlânâ; “Biz pergel gibiyiz. Bir ayağımız Kur’an ve sünnette sabit kalır, diğer ayağımız ile de 72 milleti dolaşırız.” ölçüsü ile cevap vermektedir. Bugün bizlerin çarşıda pazarda, mektepte, ticarette üniversitede olmanız sorun değildir. Önemli olan kalbimizin Kur’ân ve sünnet çizgisinde olması gerekmektedir.
MEVLÂNÂ, MEDENİYETİMİZİN MOTOR GÜCÜDÜR
Chicago Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Hamit Algar, şöyle demiştir; 'Bugün batılı insanın önüne, bir İmam Şafi’nin er-Risale eserini koyun bir de Mevlânâ’nın Mesnevi’sini koyun. İmam Şafi’nin Risale eserini okuyup da Müslüman olanı görmedim. Ama Mevlânâ’nın Mesnevi’sini okuyup da Müslüman olan yığınları hatırlıyorum.’ diye anlatır. Peki Mesnevi, Risale’den çok kaliteli kitap mı ki böyle oluyor? diye de sormaktadır. Hayır, Risale, Müslüman olanlara yönelik bir kitaptır. İslam fıkhının inceliklerini anlatır. Ona toz kondurmaya kimsenin gücü yetmez. Mevlânâ’nın eseri ise insanları ilgilendirmektedir.
‘Batılıların dünyaya sığdıramadığı Shakespeare var. Ama bizim Shakespear’e dersler verecek binlerce kıymetlimiz var. Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, Ahmed-i Yesevî, Yunus Emre, Hacı Bektâş-ı Velî, İbn Sina, İbn Miskeveyh, İbn Tufeyl, Harizmi, Mola Fenari, İmam-ı Azam, Süfyan-ı Servî gibi değerlerimiz var. Bunlar o kadar kıymetli değerler ki bugün bir batılının sözleriyle söylüyorum; ‘Bizlerin böyle değerleri olsaydı, onların hepsi için birer enstitü kurardık. Hepsi için birer araştırma merkezi kurardık. Çünkü dünya insanlığı, insan olmayı, sanatın ve hayatın tadını, Müslüman bilgelerden aldı.’
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî’nin Şems-i Tebrizî ile tanıştıktan sonra hayatının değiştiğine dikkat çeken Özköse, ‘Mevlânâ ve Mesnevi bizim medeniyet yolculuğumuzun motor gücüdür. Mevlânâ tanınmadan medeniyet dersini öğrenmemiz mümkün değildir. Bugün insanlık sanatını, yeniden dünyaya tanıtmak istiyorsak Mevlânâ’nın Mesnevisi’ni okuyarak kendimizi geliştirmeliyiz’ diye konuştu.
Kayseri İl Müftü Yardımcısı Cabir Çelik’in de iştirak ettiği seminere çok sayıda davetli katıldı.
Yorum Yazın