Çocuklar konuşmaya başladıktan sonra sürekli olarak sorular sormaya başlarlar.Cevapları alana dek defalarca aynı soruyu bıkmadan usanmadan sorarlar.Peki ama neden çok soru sorar ?
Çocuklar 2 sebepten dolayı çok soru sorarlar.Ya meraklı oldukları için ya da kaygılı oldukları için.
Merakından dolayı soru soran çocukların amacı, yeni bir bilgi edinmektir ama kaygılı olan çocukları amacı, kendilerini rahatlatmaktır.
1- Meraklı çocuklar: “Depremler nasıl oluşur?, En şiddetli deprem nerede olmuştur?, Denizlerde de deprem olur mu” gibi keşfetmeyi ve öğrenmeyi amaçlayan çocukların sorularıdır.
2- Kaygılı çocuklar: “Ya deprem olursa?, Ya depremde göçük altında kalırsak?, Ya o göçükte bizi bulamazlarsa? Ya hiçbir zaman kurtulamazsak?... gibi ardı arkası bitmeyen, felaket tablosu çizen ve havadan nem kapan evhamlı çocukların sorularıdır.
Dolayısıyla kaygılı çocuğunuz varsa çocuğunuzun sorduğu her soruya ayrıntılı cevaplar vererek çocuğunuzu rahatlatma çabasına girmeyin. Zira çabanızın mesajı: “Annem / babam beni ikna etmeye çalışıyor” olacaktır. Unutmayın, ikna var ise direnç de vardır!
Çocuğunuzu her rahatlatma çabanız çocuğunuzun zihninde yeni sorular doğurur ve çocuğunuz sonu gelmeyen sorularla sizi bunaltabilir.
Sizlere önerim; kaygılı bir çocuk karşısında öncelikle siz kaygınızı kontrol etmeye çalışın. Çocuğuzun sorularına cevap verirken rahat bir tavır sergileyin, çocuğunuzun ilk bir/iki sorusuna detaylara girmeden alelade cevap verin ve kesinlikle açıklamalar yapmaktan kaçının çünkü çocuğuzun belli bir bilişsel kapasitesi olduğunu hatırlayın.
Olağanüstü bir olay karşısında bile, olağan tepkiler vererek çocuğunuzu kaygılı bir kişilik geliştirmesinden koruyun.
Çocuklar 2 sebepten dolayı çok soru sorarlar.Ya meraklı oldukları için ya da kaygılı oldukları için.
Merakından dolayı soru soran çocukların amacı, yeni bir bilgi edinmektir ama kaygılı olan çocukları amacı, kendilerini rahatlatmaktır.
1- Meraklı çocuklar: “Depremler nasıl oluşur?, En şiddetli deprem nerede olmuştur?, Denizlerde de deprem olur mu” gibi keşfetmeyi ve öğrenmeyi amaçlayan çocukların sorularıdır.
2- Kaygılı çocuklar: “Ya deprem olursa?, Ya depremde göçük altında kalırsak?, Ya o göçükte bizi bulamazlarsa? Ya hiçbir zaman kurtulamazsak?... gibi ardı arkası bitmeyen, felaket tablosu çizen ve havadan nem kapan evhamlı çocukların sorularıdır.
Dolayısıyla kaygılı çocuğunuz varsa çocuğunuzun sorduğu her soruya ayrıntılı cevaplar vererek çocuğunuzu rahatlatma çabasına girmeyin. Zira çabanızın mesajı: “Annem / babam beni ikna etmeye çalışıyor” olacaktır. Unutmayın, ikna var ise direnç de vardır!
Çocuğunuzu her rahatlatma çabanız çocuğunuzun zihninde yeni sorular doğurur ve çocuğunuz sonu gelmeyen sorularla sizi bunaltabilir.
Sizlere önerim; kaygılı bir çocuk karşısında öncelikle siz kaygınızı kontrol etmeye çalışın. Çocuğuzun sorularına cevap verirken rahat bir tavır sergileyin, çocuğunuzun ilk bir/iki sorusuna detaylara girmeden alelade cevap verin ve kesinlikle açıklamalar yapmaktan kaçının çünkü çocuğuzun belli bir bilişsel kapasitesi olduğunu hatırlayın.
Olağanüstü bir olay karşısında bile, olağan tepkiler vererek çocuğunuzu kaygılı bir kişilik geliştirmesinden koruyun.
Yorum Yazın